TARİH BOYUNCA FINDIĞIN BAŞKENTİ GİRESUN….

Bu makalem de, yıllardır bu coğrafyada yetiştiriciliği yapılan fındığın ilk kültüre alınışı ve ticarileşmesi serüvenini anlatmaya gayret edeceğim. Bildiğiniz üzere, en belirgin kaynağın 1400lü yıllarda Cenevizlilerle yapılan ticaret antlaşmasıyla Giresun

TARİH BOYUNCA FINDIĞIN BAŞKENTİ GİRESUN….
son-dakika-haberleri
4041 Okunma
0
Bu makalem de, yıllardır bu coğrafyada yetiştiriciliği yapılan fındığın ilk kültüre alınışı ve ticarileşmesi serüvenini anlatmaya gayret edeceğim. Bildiğiniz üzere, en belirgin kaynağın 1400lü yıllarda Cenevizlilerle yapılan ticaret antlaşmasıyla Giresun fındığının ihraç edilmesidir.

Peki neden böyle bir makaleyi kaleme alma ihtiyacı hissettim. Tabi ki, Karadeniz, Giresun, Fiskobirlik, fındık ve üreticisine olan ilgi ve alakamdandır. Makalenin hazırlık safhasında, birçok tarihi gerçeği de öğrendim. Makalemi yazarken bilimsel ahlak ve geleneklere uyarak, FİSKOBİRLİK eşsiz arşivinden, yazılı/görsel/sosyal medya arşivleri, yurt dışı makaleler, saygın internet siteleri ve yerelde yüz yüze görüştüğüm Tarihçilerden edindiğim bilgilerden faydalandığımı onurumla belirtirim. Bunu açıklama nedenim; Ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinin ilk sırasında yer alan fındığın, fındıkla özdeşleşmiş üretici/çiftçinin, coğrafi işaret tescilli Giresun Kalite (tombul, sivri ve kara) fındıkların öneminin ve kıymetinin bilinmesini, bu bilgilerin tozlu arşivlerde imha edilmeden gelecek nesillere de aktarılmasını hedeflememdir.

Saygılarımla.

Salih ÖĞÜTKEN

Fiskobirlik Genel Md. Yrd.

Cİ Tescilli Giresun Kalite Fındıklar

Denetim Merci Yürütme Kurulu Başkanı

Dünya'da iki kalite fındık var. Birincisi Giresun, ikincisi ise yazımızda...
Yıllardır bu coğrafyada yetiştiriciliği yapılan fındığın; anavatanı neresidir? İlk kültüre alınışı ve ticarileşmesi nerede başlamıştır? Hangi fındık daha kalitelidir? soruları hep gündemde olmuş ve bu tartışmalar günümüze kadar süregelmiştir. Bu tartışma ve iddiaların, acaba bilgi yetersizliğinden mi, yoksa kısır çekişmelerden mi kaynaklandığı hep konuşulur. Karadeniz’de önemli bir değer olan fındık ürününün menşeini tarihsel belgelerle ortaya koymak, hem fındık üreticisinin, hem de biz tüketicilerin arzuladığı bir durumdur. Yani, yediğimiz bu mucizevi ürünün menşeini bilmek, tarihi bilgilerimizi tazelemek ve gelecek nesillere de bu kültürü aktarmak vazifemiz olmalıdır.  

Bildiğiniz üzere Giresun tombul fındığı, kendisine özgü aroma ve tadı, vitamini, mineral ve yağ oranı değerleriyle mevcut fındık çeşitleri içerisinde en kaliteli fındık olarak bilinmekte, bu kalite ve özelliğinden dolayı da ünü ve şöhreti Dünya’ya yayılmıştır. Ülkemizde yetiştirilen kabuklu fındıklarda bu yönüyle iki kaliteye ayrılmıştır. Birincisi Giresun, diğeri ise levant kalitedir. Dünya piyasasında ise, Giresun kalite ve diğer kaliteler (örneğin Türk levant fındığı, Oregon (Abd) fındığı, İtalya fındığı, İspanya fındığı, Azeri fındığı, Gürcü fındığı) diye bilinir. Giresun kalite fındık yetiştiriciliği yapılan alanlardaki yerleşim yerlerinin İl/ilçe isimleri şu şekildedir; Giresun Merkez, Piraziz, Bulancak, Dereli, Keşap, Espiye, Yağlıdere, Tirebolu, Güce, Doğankent, Görele, Çanakçı, Eynesil ile Trabzon ilinin ise Beşikdüzü, Vakfıkebir ilçeleridir. Bu alanların dışında kalan ve Ülkemiz genelinde yaklaşık 35-40 ili kapsayan alanlarda Levant kalite fındık yetiştirilebilir. Bu Coğrafyadan yapılan göçlerle, gerek yurt içi, gerekse yurt dışına götürülen fidanlarda elbet fındık meyvesi üretimi gerçekleşmiş, ancak bu coğrafyadaki fındık kalite ve özelliklerini alamamıştır.

Bu açıklamayı yaptıktan sonra, sorularımıza cevap bulmak adına yaptığımız araştırmalarda aşağıdaki kaynakları bulduk. Elbette birçok kaynak ta bulmak mümkündür. Giresun kalite fındığın; kalitesi, ünü ve şöhreti zaten Dünya’ya mal olmuştur. Giresun kalite fındığın zaten hukuken de korunması yapılmıştır. Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında, Giresun tombul fındığımız 2001 yılında Coğrafi işaretli ürün olarak tescillenmiştir. Nisan-2018’de de AB’ye müracaatımızı yaptık. Akabinde, diğer ülkelerde de tescil süreci başlayacaktır. Esasında, Giresun kalite fındığın hukuki korumadan ziyade, kamu, STK’lar, sektör ve paydaşlar tarafından sahiplenmesi gerekir. Bu tarihsel kayıtları ortaya koyarken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1 Kasım 1937 tarihinde TBMM’ni açış konuşmasını da hatırlatmak ve anmak gerekir. “…Önümüzdeki yıl içinde, fındık başta olmak üzere diğer belli başlı ürünlerimizi de ilgilendiren birlikler kurulmalıdır.” direktifini vermiş, Türk çiftçisi ve kooperatifçiliğin gelişmesi için yoğun atılımlar başlamıştır. Bu fikirden yola çıkılarak Fiskobirlik’in Giresun’da kurulmasına vesile olmuştur.

 İsmet Alkan ve Cemal Yücesoy tarafından 1948 yılında yayımlanan İktisat ve Ticaret Lügatı kitabının (Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca) farklı dillerde yayımlandığı eser ve 1948 yılında Karadeniz İhracatçılar Birliği Büro Şefi Kemal Peker’in araştırmalarında şöyle denilmektedir.

“…Çin’de bulunan İ.Ö. 2838 yılına ilişkin bazı belgelerde fındığın 60 yıldır bilindiğinden söz edilmiş, daha sonra buradan liman yoluyla Anadolu’ya ulaştığı ve kültür fındıklarının anavatanın Karadeniz kıyıları olduğu kabul edilmektedir. Yine çeşitli kaynaklarda Xenophon’un İ.Ö. 4. Asırda bugünkü Giresun olan Pontus Euxinus’da Pontus cevizi (Nux Pontika) adı verilen ufak bir meyveye rastladığı, daha sonra İ.Ö. 3. Asırda Theophrast’ın bir kitabında kültür fındıklarından Heraklit cevizi (Nux Herakleatika=Karadeniz cevizi) olarak söz edildiği belirtilmektedir. Plinus’un ise, bu meyvelerin Karadeniz kıyılarından Yunanistan’a, sonra da İtalya’nın Piemonte, Lazio ve Avellion yörelerine götürülerek Avellion cevizi (Nux Avellana) adını aldığı söylenmektedir. Bu kaynaklara ilave olarak, çok eskilerden beri bilinen fındığın ülkemizde ilk defa Giresun’da kültüre alındığını ve ülkemizden ilk dış satımının da 1403 yılında deniz yoluyla gönderildiği” belirtilmiştir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1871 yılında yayınlanan Trabzon Vilayeti Salnamesinde Trabzon vilayetine bağlı Giresun ve Ordu kazalarındaki tarımsal faaliyetler şöyle ifade edilmiştir. (İktisadi ve Sosyal Boyutlarıyla Fındık- S.M. Çamoğlu)

“…Ordu’da; 349 tarla, 2 çayır, 2 çalılık, 12 koru, 43 ormana karşılık 1 fındıklık Giresun’da; 74 fındıklık 49 sebzelik, 58 tarla, 8 çayır, Ünye kasabası; 4 mera, 423 tarla, 123 çayır, 116 otlakiye, 4 çamlık, 4 koru, 75 orman, Akçaabat kasabasında, 3 fındıklık, Arhavi kasabasında 14 fındıklık, Atina’da 1 fındıklık varlığından bahsetmektedir. Devamında ise şöyle denilmektedir. “Bafra’dan Artvin’e kadar olan fındıklıklar bunlardır. 1872 ve 1873 tarihlerinde yayımlanan Trabzon Vilayeti Salnamesinde de aynı kayıtlar üzerinden tekrar kayıtlara alınmıştır.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Osmanlı arşivleri Uzmanı Adnan Yıldız tarafından kaleme alınan araştırmada, Ordu kazasında sıtma ve sivrisinek istilasını önlemek amacıyla, çeltik üretiminden vazgeçilerek fındık dikime başlanılması hususunda, 5 Zilhicce 1311 (9 Haziran 1894) tarihinde dönemin Trabzon Vilayeti Malik’inin (Vali) yaver-i Ekrem Derviş paşaya yazdığı mektup ve ilgili haber linkte belirtilmiştir.(http://www.serander.net/karadeniz-kulturu/karadeniz-tarihi/641-adnan-yildizin-kaleminden-findik-ve-ordu.html)

“…Ordu ilinde ziraat amaçlı fındık dikimleri, 1810-1815 yıllarında dönemin Ordu Kazası Kaymakamı İbrahim Bey’ in Giresun’dan getirttiği fındık fidanlarının Ebulhayır, Mustafalı, Ayrılık, Ambarcı köylerinde dikilmesiyle başlandığı belirtilse de, ticari anlamda, Ordu’da ticari anlamda fındığın işlem görmesi, 1910’lu yıllardan sonra olmuştur. Zira, Trabzon Vilayeti Malik’inin (Vali) yaver-i Ekrem Derviş paşaya yazdığı mektubun tarihi de 1894 yılında olup, bu mektup aynı zamanda bir talimat niteliği de taşımaktadır. Mektubun metni ise şöyledir.”

“Devletlü Efendim Hazretleri,

Ordu kasabası civarında ve yalnız bir iki köyde ihdas edilmiş olan çeltiklerden mevsim-i sayfda tesaüd eden ebhire-i redie ciyadet-i havayı ifsad ederek enva-i ilel ve eskamın hudusuna sebep olmakta ve binaenaleyh her senenin mevsim-i sayfında heyet-i hükümet ve ahali merkez-i kazayı terk ile on iki saat mesafede bulunan Çambaşı yaylağına gitmekte ve bu yüzden birçok mesarif ve metayip ihtiyar etmeye mecbur olagelmekte bulunduğundan ve merkez-i kazanın aylarca memurin-i hükümetten hali kalması emr-i inzibatça da mahzurdan salim olmadığından pirinç ziraatinin men-iyle mezkur çeltiklerin doldurulması ve yerine fındık fidanlarının garsıyla ahali için daha faydalı mahsulat yetiştirilmesi bais-i muhassenat olacağına dair Ordu Kazası Kaymakamlığı’ndan vuku bulan iş’ar Meclis-i İdare-i Vilayetce muvafık-ı maslahat görülerek ol babda Dahiliye Nezaret-i Celilesi’nden sebk eden arz ve inha üzerine Şura-yı Devlet Riyaset-i Vekalet-i Celilesi’nden alınan tahrirat-ı aliyyede bu suretinin Şura-yı Devletçe de tasvip olduğu beyan buyrulmuş ve pirinç ekilen mahallerin doldurulmasıyla yerine daha faydalı mahsulat ve be-tahsis fındık fidanları yetiştirilmesi zımnında ahalinin teşvik edilmesi kaymakamlığa tebliğ ve tasfiye olunarak icabı icra kılınmış olduğundan arz ve beyana ibtidar ve irsal buyurulan mahzar-ı irade-i celile-i müşir-i ekremileri veçhile yine leffen takdim ve tesyar  olundu. Ol babda emr ü ferman hazret-i men-lehü’l-emrindir. (5 Zilhicce 1311 Trabzon Valisi (Kadri Bey) 9 Haziran 1894”

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Trabzon, Erzurum, Bitlis ve Sivas Vilayetleri ile Canik Sancağı Ziraat Müfettiş Sabıkı olarak görev yapan Nişan Antreasyan’ın 1915 yılında yazmış olduğu “Fındık Ziraatı ve Ticareti” adlı eserde; şu ifadeler yer almıştır. (K.Peker, S.Balcı, M. Kaya 2015)

“Trabzon vilayetinde fındık en evvel Giresun kazasında yetiştirilmiş olup elyevm mezkûr kazanın her ciheti umumiyetle bu ağaçlar ile mestur bulunmakta ve oradan mücavir nahiye ve kazalara dahi tevsi’ ve intişar ederek hali hazırda işbu vilayetin Bahr-i Siyah havzasında hemen umumiyetle her tarafta ziraatı icra edilmektedir”

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İzmir Milli Kütüphanesi arşivinden temin edilen Giresun Ziraat Vekaleti Mecmuasını araştıran ve bugünkü kayıtlara aktaran Giresun Ünv. Öğretim Görevlisi Mevlüt Kaya’nın Giresun Ticaret Borsası Fındık dergisinde yayımladığı yazıdan bazı alıntılar aşağıdadır. Bu yazının ve kaynağın daha detayını ilgili borsadan ve sayın hocamızdan temin etmenizde mümkündür.

“Giresun Fındıkları Hal-i Hazır ve İstikbali Hakkında Giresun Ziraat Memurluğunun Raporudur. 23 Şubat 1924. Giresun Ziraat Memurluğu tarafından hazırlanan raporda, Giresun Merkez, ilçe ve köylerindeki fındık durumu hakkında bilgi verilmiş ve Giresun fındığının kalite ve şöhretinin Dünya’ya yayıldığını anlatmıştır. Yayımladığı raporun bir bölümünde, “Fındığın payitahtı Giresun, sarayı Bulancak, tahtı Ayvasıl’dır.” Sloganı kullanılmıştır. Bu sloganın, Cumhuriyetin ilanından önceki kayıtlarda da, benzer ifadelere rastlanılmıştır. En bariz şekilde, Fındığın başkenti Giresun’un olduğu fikri tüm kaynaklarda geçmektedir. Bununda Giresun fındığının diğer bölgelerdeki fındıklardan hem kalite ve lezzet yönünden, hem de yetiştirildiği alan ve ticareti bakımından üstünlüğünün olmasından gelmektedir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Giresun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 29 Ekim 1933 tarihinde Giresun Işık Matbaasında basımı yaptırılan Cumhuriyetin 10. Yılında 1923-1933 adlı kitabın birçok bölümünde Giresun ekonomisi ve fındığı hakkında önemli bilgiler vermektedir. Zira, birçok istatistiki bilgi ve verilerinde Osmanlı dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır.

“Mahalli yapılan tetkikatı fenniye bize gösteriyor ki, Giresun mıntıkasında iki buçuk asır ve daha evveline ait ehli fındık ocakları mevcuttur. Bu itibarla bu havaliyi “Fındığın Vatanı” aslisi kabul etmek mümkündür. (Sayfa111)”

“Yalnız Karadeniz havzasında en eski fındık ocaklarının Giresun diyarında bulunması delaletiyle, Giresun’u fındıkçılığımıza menşe olarak kabul etmenin ve bu şerefi ona atf ve izafe eylemenin hiçte yanlış olmayacağı kanaatindeyiz. Yine bu esasa menbidir ki  Giresun’a “Fındık Diyarı” Denilmektedir. (Sayfa112)”

 “Türkiye’nin ihracat mahsulatının dördüncüsü olan fındık, Karadeniz mıntıkası ve şark vilayetlerinin birinci derecede servetidir. Zonguldak, İnebolu, Sinop taraflarında perakende yetişen ve daha ziyade dahilde çerezlik olanları hesaba katmayarak asıl harice satılan fındıkları ele aldığımızda, sırasıyla Giresun, Trabzon, Ordu, Rize Vilayetleri ile Akçaşehir gelir. Bu vilayetlerin yekun istihsalatı (kabuklu fındık) 40-50 Milyon kilo arasında olduğu halde yalnız Giresun nıfsına muadil mahsul çıkarır. Bu itibarla Giresun, Türkiye fındıkçılığının merkezi sıkletidir. Giresun istihsalatında, ko mşu vilayetlerine faik olduğu gibi yetiştirdiği makbul nevi itibariyle önde gelen ve şöhretini bütün Dünya’ya tanıtan bir fındık diyarıdır. Fındığın anavatanı Giresun olduğu tarihen sabittir. Bu memleketin fındık yetiştirmek için, hususi ve tabii bir takım imtiyazları vardır. Başka yerlerde birçok fedakarlıkla ve büyük masraflarla temin edilen bu mahsul, burada ufak bir himmetle büyük ve müspet neticeler vermektedir. (Sayfa116-117)”

“Senevi vasati 37 Milyon fındık ihraç eden Türkiye’nin taksimatı şöyledir. Giresun vilayeti=Giresun 15 Milyon kilo, Görele ve Tirebolu 4,5 Milyon kilo, Trabzon Vilayeti= 10 Milyon kilo, Ordu Vilayeti=5 Milyon kilo, Rize Vilayeti=2 Milyon kilo, Akçeşehir kazası= 500.000 kilo. Bu hesaba nazaran Türkiye fındıkçılığının nısfını Giresun teşkil ediyor. Kurbiyeti münasebetiyle Tirebolu ve Görele fındıklarının bir kısmı Trabzon’a, Ordu hududuna bitişik bulunan Piraziz nahiyesinin bir miktar fındığının dahi Ordu’ya gittiğini ve bunların bu vilayetlerin ihracat listesine kayıt olduğunu ilave edersek Giresun vilayetinin hakiki ihracatının yüksekliği ayan olur. Giresun fındıkları evsaf itibariyle de önde gelir. Hatta Dünya fındıkları arasında birinciliği ihraz eden Giresun tombul fındığıdır. Bunun yağ nispeti, çikolata fabrikalarının istediği derecede olduğu gibi tamının boşluğu ve kendisine mahsus latif ve rayihasile karıştığı gıdai maddelere güzel bir çeşni vermekle de temayüz etmiştir.  (Sayfa123)”. Buradaki kayıtlarda gösteriyor ki, fındığın anavatanı Giresun’dur.

“Giresun, Trabzon ve Ordu Vilayetlerinin muhtelif yıllara ait fındık ihracatı(Sayfa137)”

Kaynak:https://www.giresunkalitefindik.com/tr/duyuru/TARIH-BOYUNCA-FINDIGIN-BASKENTI-GIRESUN-NOKTA.html
Dikkat! Yazılan yorumlar hiçbir şekilde sitenin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

BENZER HABERLER

VİDEO GALERİ

BU HAFTA OKUNANLAR

ANKET

Türkiye′de salgını önlemek için alınan ek tedbirler yeterli mi?
İmsak00:00
Güneş00:00
Öğle00:00
İkindi00:00
Akşam00:00
Yatsı00:00

GÜNLÜK BURÇLAR

KoçBoğaİkizlerYengeçAslanBaşakTeraziAkrepYayOğlakKovaBalık

SÜPER LİG

TakımOGMBAP

ZİYARETÇİ DEFTERİ

Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz?Ziyaretçi Defteri