GÜCE ADININ KÖKENLERİ (3)

GÜCE ADININ KÖKENLERİ (3)
Mevlüt KAYA
Tirebolu-Güce yöresine ait 1486-1515 yıllarındaki tahrirlerden, Türk oymaklarının sürekli bir yer değiştirme eyleminde bulundukları anlaşılmaktadır. 1515’te bu yöre Kürtün kazasına bağlıdır. 1486-1583 sürecine ait tahrirlerden anlaşıldığına göre, yöredeki Türkler arasında mezhebi farklılıklara dayalı çatışmalar yaşanmıştır. Bu çatışmalar, kitlelerin bölgeler arası göçlerine, dolayısıyla nüfus değişimine ortam hazırlamıştır. Gerçekleşen göçlerle birlikte, Türk boyları yer ve oymak adlarını farklı bölgelere taşımışlardır. Giresun’daki Güce dışında, 1523-1524 tarihli Osmanlı kayıtlarında bulunan, Tarsus Sancağı dâhilindeki Güce mezrasının adı, muhtemelen Anadolu’daki göçler sürecinde gerçekleşen kültürel taşınmaların bir sonucudur. Osmanlı döneminde, Türkçe yer adlarının yoğun bir biçimde yayıldığı Balkanlarda ise “Güce” adına rastlanmamaktadır.
16. Yüzyılda Osmanlı yer adları içinde bugünkü “Güce”ye dair başka bir yer adına rastlanmamaktadır. Yine, Osmanlı tahrir kayıtlarında geçen Malatya sancağına bağlı Erenci nahiyesindeki Gücek adlı bir karyenin ve Beyşehir sancağına bağlı Göçü ve Göceler nahiyelerinin, Giresun’un Güce ilçesinin ad menşeiyle ortak bir köken ilişkisinin bulunduğuna dair herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Lezina ve Superanskaya’nın Türk boy ve oymakları üzerine yaptıkları derlemelerde, “Güce” adıyla ilişkili olabileceği düşünülen pek çok topluluk adı yer almaktadır. Bunlardan biri oldukça dikkat çekicidir: Kucur/Koçur (Türkmen Avşar boyu). İnceleme kapsamındaki Güce’de bugün hâlâ yaşamakta olan bir sülale bulunmaktadır: Hoçuroğulları. Bu sülale, Güce’nin Kuluncak köyüne yerleşmiş köklü bir topluluktur. Buna bağlı olarak, Güce ve Kucur adları arasında muhtemel bir ilişkinin varlığı akla gelmekte ise de henüz konuya açıklık getirecek bir veri bulunmamaktadır.
Kafesoğlu, “eski Türk boylarının adları boyun bu siyasi ve sosyal hususiyetlerini meydana koymaktadır” demektedir. Kuçe sözcüğünün, “bulgur” anlamından hareketle düşünüldüğünde “küçük bir grup” anlamı verdiği düşünülebilir.  Bundan hareketle, Güce’de yakın geçmişe dek buğday yetiştirilip bulgur dövülmekte olduğu gerçeği ile “bulgur-Güce” ilişkisi her ne kadar düşündürücü olsa da bu yönde bir veri bulunmamaktadır.
Doğu Türkistan’da bulunan Uygur Bölgesi’ndeki eski Türk yerleşimi olan Kuça/Küçe ile Güce arasında ad menşei bakımından bir ilişki bulunup bulunmadığı henüz bilinmemektedir.
Yaygın bir rivayete göre Güce, adını Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Doğu Anadolu’dan gelerek buraya yerleşen Güceftaroğulları (Gücefveroğulları) adlı bir sülaleden almıştır. Başka bir rivayete göre bu sülale, 1461’de Trabzon’un fethinin ardından Güce’ye gelip yerleşmiştir. Bu zamanlarda Güce’nin bir yerleşim yeri olarak adı yoktur. Burası muhtemelen yakınlarındaki Kulpar köyü veya Giyimli Mahallesi sınırları içine dâhildir. Güceftaroğulları, Güce’nin yerlileriyle uzun yıllar birlikte yaşamışlar ve bazı toplumsal hizmetlerde bulunmuşlardır. Güce’nin yaylalarında hayvancılık yapmışlar, yaylacılık kültürüyle iç içe yaşamışlardır. Güce’nin adı, bu uzun süreçte Güceftaroğullarının adıyla anılmaya başlamış ve ilerleyen zamanlarda yer adı olarak buraya verilmiştir. Sonraki yüzyıllarda Güceftaroğullarının buradaki nüfusu hızla azalmaya başlamıştır. Bu azalmanın başlıca iki nedeni vardır: Veba salgınından kaynaklanan ölümler ve bu sülalenin meskenlerinin buradaki bazı kişilerce yok edilmesi. Tarihsel süreçte yerli ve yabancı pek çok sülale bölgede yaşanan iç huzursuzluklar nedeniyle, bölgesel güçlerin yerinden etme faaliyetlerine maruz kalmışlardır.
(Kaynaklar: Roux, J. P. (2006). Orta Asya Tarih ve Uygarlık. İstanbul, s. 125-166; Kafesoğlu, İ. (1998). Türk Milli Kültürü. İstanbul, s. 230; Kufacı A. (2016). Güce Yöresi Tarihi, Trabzon, s.  23-225; Lezina, L. N. & Supreanskaya, A. V. (2009). Bütün Türk Halkları. İstanbul, s. 380; Erdoğru, M. A. (2006). Beyşehir Sancağı. İstanbul, s. 345-413; Yediyıldız, B. (1998). Türkiye’de Yer Adı Verme Usulleri. Türk Yer Adları Sempozyumu Bildirileri (11-13 Eylül 1984). Ankara, s. 21-41; Osmanlı Yer Adları 1-2, (2013). Rumeli Eyaleti (1530-1556)/Anadolu, Karaman Rum, Diyarbakır, Arap ve Zülkadriye Eyaletleri (1514-1550). Ankara; Acaroğlu, M. T. (2006). Balkanlarda Türkçe Yer Adları Kılavuzu. İstanbul, s. 42, 167; Halaçoğlu, Y. (2009). Anadolu’da Aşiretler Cemaatler Oymaklar IV. Ankara, s. 1629; Bostan, M. H. (2002). 15.-16. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat. Ankara, s. 115-312).–DEVAM EDECEK-
 
Dikkat! Yazılan yorumlar hiçbir şekilde sitenin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

BU HAFTA OKUNANLAR

ANKET

Türkiye′de salgını önlemek için alınan ek tedbirler yeterli mi?
İmsak00:00
Güneş00:00
Öğle00:00
İkindi00:00
Akşam00:00
Yatsı00:00

GÜNLÜK BURÇLAR

KoçBoğaİkizlerYengeçAslanBaşakTeraziAkrepYayOğlakKovaBalık

SÜPER LİG

TakımOGMBAP

ZİYARETÇİ DEFTERİ

Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz?Ziyaretçi Defteri